2Eczacı, Avcılar, İstanbul, Türkiye DOI : 10.12991/201216396
Summary
Bu çalışmada, 2012 yılında Türkiye'deki eczanelerde bulunan, Sağlık Bakanlığı ruhsatlı bitkisel ilaçlar incelenerek; formülasyonunda aktif bileşik olarak standardize edilmiş bitkisel drog ekstresi veya drog preparatları bulunan müstahzarlar ele alınmıştır. Bitkilerden kimyasal işlemler sonucu elde edilen, bitkisel kaynaklı saf bileşikler (atropin, morfin, efedrin vb.) bitkisel ilaç olarak değerlendirilmediklerinden, bu çalışma kapsamına dahil edilmemiştir. Bu kapsamda, bitkisel ilaçların içeriğindeki; bitkilerinin kullanılan kısımları (drog), etken maddeleri, etki ve kullanılışları incelenmiştir. İncelenen bu bitkiler: Aesculus hippocastanum L., Amygdalus communis L., Allium sativum L., Camellia sinensis (L.) Kuntze (Thea sinensis L.), Capsicum annuum L., Cassia acutifolia Del. (C. angustifolia Vahl.), Centella asiatica L., Cimicifuga racemosa L., Cola nitida (Vent.) Schott & Endl., Eucalyptus globulus Labill., Foeniculum vulgare Miller, Ginkgo biloba L., Hamamelis virginiana L., Harpagophytum procumbens DC, Hedera helix L., Lavandula angustifolia Miller, Mentha piperita L., Passiflora incarnata L., Pelargonium sidoides DC., Pinus brutia Tenn., Populus sp., Rheum officinale Baill., Ricinus communis L., Serenoa repens (W. Bart.) Small, Silybum marianum L., Thymus vulgaris L., Triticum aestivum L., Valeriana officinalis L, Vitex agnus-castus L., Vitis vinifera L., Zingiber officinale (Roscoe)' dir. Sonuç olarak, 2012 yılında Türkiye eczanelerinde Sağlık Bakanlığı ruhsatlı 44 tane bitkisel ilaç tespit edilmiştir.Introduction
Doğal kaynakların tedavide kullanılması insanlık tarihiyle birlikte başlamıştır. Bitkilerin hastalıkların tedavisinde kullanıldığı ile ilgili en eski kayıtlar Çin, Hint ve Kuzey Afrika medeniyetlerinden kalan yazılı kaynaklara kadar uzanmaktadır. Günümüze bakıldığında, sentetik ilaçların ilaç endüstrisinde önemli bir payı olmakla birlikte, doğal ilaç etken maddeleri ve doğal bileşiklerden yola çıkılarak üretilen ilaçlar, günümüzde kullanılmakta olan ilaçların yaklaşık %50'sini oluşturmaktadır[1-4]. 1981-2006 arasında geliştirilen ilaçların kökenleri incelendiğinde %32'sinin doğal ya da yarı sentetik olduğu, buna ilaveten yeni geliştirilen ilaçların ayrıca %17'sinin de doğal ürünlerin kromoforları esas alınarak geliştirilen ilaçlar oldukları görülmüştür. Yeni geliştirilen ilaçların neredeyse yarısının doğal kaynakları esas alması ilaç geliştirme çalışmalarını hızla doğaya yönlendirmektedir[5].Bitkisel ilaçların kalite kontrolü, üretimleri ve güvenilirlikleri ile ilgili birtakım kılavuzlar Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hükümetler, akademisyenler ve klinisyenlerin oluşturduğu panellerde hazırlanmıştır. Kılavuzların birçoğunda Farmakope monografları esas alınmıştır. Bitkisel ilaçlarla ilgili ilk yasal düzenleme Dünya Sağlık Örgütü'nün 1986 yılındaki 4. Uluslararası İlaç Ruhsatlandırma Otoriteleri Konferansında (ICDRA) gündeme alınmıştır[6].
WHO tarafından 1991 yılında Cenevre toplantısında yapılan tarife göre bitkisel ilaç (Herbal Medicinal Products, Phytopharmacotherapeutic, Phytomedicines, Herbal Medicines); bitkisel drog veya karışımlarını olduğu gibi veya değişik preparatları halinde etkili kısım olarak taşıyan bitmiş, etiketlenmiş, tıbbi ürünler veya müstahzarlarıdır. Bu ürünlerde terapötik etkinliği olduğu kabul edilen aktif maddeler ve miktarları uygun analitik metodlar kullanılarak tanımlanmalıdır. Bitkisel ilaçlarda da, konvansiyonel ilaçlarda aranan kalite, güvenirlilik ve etkinlik şartlarının bulunması istenir[7,8].
Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında bitkisel ilaç tanımını şu şekilde vermektedir: “Bitkilerin kök, yaprak, çiçek, kabuk, tohum gibi kısımları veya bu kısımlardan hazırlanan ekstreler (sulu veya alkollü) ya da bitkilerden bir işlem sonucu elde edilen materyaller (uçucu yağ, sabit yağ, reçine, oleoresin, balsam)''. Bitkilerden kimyasal işlemlerle elde edilen saf bileşikler bu tanım dışında kalmaktadır. Dolayısıyla atropin, morfin, kodein, kinidin, kafein veya efedrin gibi bitkisel kaynaklı (bir kısmı artık sentez yoluyla elde ediliyor) saf bileşenleri taşıyan formülasyonlar bitkisel ilaç olarak değerlendirilmemektedir. Buna karşılık, bitki parçaları veya ham ya da saflaştırılmış ekstreler ile hazırlanan ilaçlar ‘'bitkisel ilaç'' olarak değerlendirilmektedir[9].
Bitkisel droglar bitkisel orijinli hammaddelerdir. Bitkisel droglar (Herbal Drugs, Herbal Substances), tıbbi bir bitkinin tedavi amacıyla kullanılan kısımları (yaprak, çiçek, kök, kabuk, meyva, topraküstü kısımlar), bu kısımlardan hazırlanan özütler (sulu veya alkollü) veya bu kısımların bir işleme tabi tutulmasıyla kazanılan (uçucu yağlar, sabit yağlar, reçineler, balsamlar vb.) ürünlerdir[10].
Bitkisel Drog Preparatları (Herbal Drug Preparations, Herbal Preparation), bitkisel droglardan bir işlem (toz etme, ekstraksiyon, sıkma, fraksiyon, yoğunlaştırma veya fermantasyon) sonucu elde edilen bitkisel ilaç hammaddeleridir. Bu maddeler toz edilmiş droglar, ekstreler, tentürler, uçucu yağlar ve usarelerdir.
Ekstreler, spesifikasyonları Farmakope monograflarına uygun olan bitkisel droglardan çözücüler kullanılarak yapılan tüketmeler sonucu hazırlanan etken bileşik veya bileşikleri ya da belirleyici bileşikleri çözünmüş halde bulunduran sıvı, yarı katı, yumuşak veya kuru ekstrelerdir[6].
Bitkisel tıbbi ürün, etken maddeleri bir veya daha fazla bitkisel drogdan veya bitkisel drog preparatlarının kombinasyonundan oluşan, uygun bir farmasötik formda ve belirli bir dozda hazırlanmış, ağızdan kullanılan tıbbi ürünlerdir.
Fitofarmakalar (Fitofarmasötikler), farmakopelerde kayıtlı bitkisel drog veya standardize ekstrelerden hareketle ve belirli bir endikasyona yönelik olarak uygun bir farmasötik formda ve belirli bir dozda hazırlanmış, ağızdan kullanılan ürün veya müstahzarlardır. Fitofarmakalar (Fitofarmasötikler), çağdaş fitoterapi uygulamalarında kullanılan bitkisel ilaçlar olup Avrupa Birliği belgelerinde “Herbal Medicinal Product” olarak yer alırlar. Bu tip ürünlerin hazırlandığı tıbbi bitkiler ve/veya bitkisel droglar üzerinde yeterli sayıda klinik çalışma bulunur.
Fitoterapötikler, farmakopelerde kayıtlı bitkisel droglar veya standardize ekstrelerden hareketle ve minör bir endikasyona yönelik olarak uygun bir farmasötik formda ve belirli bir dozda hazırlanmış ağızdan kullanılan ürün veya müstahzarlardır. Fitoterapötiklerin hazırlandığı tıbbi bitkiler ve bitkisel droglar üzerinde henüz yeterli sayıda klinik çalışma yoktur. Bu nedenle de fitoterapötiklerin kullanımları geleneksel tıbba dayanan ve sadece minör endikasyonlar için izin verilen ürünlerdir. Avrupa birliği tarafından kabul edilen 2004/24/EC sayılı kararda da AB ülkelerinde en az 15 yıldan bu yana (diğerlerinde en az 30 yıl) tıbbi kullanımda olduğu kanıtlanan ürünler için klinik denemelere gerek olmadığı vurgulanarak, geleneksel tedavide uzun yıllar kullanılan tıbbi bitkilerin güvenirliliğine atıf yapılmaktadır. Ancak, bu durumda dahi üreticiler yetkili otorite (Sağlık Bakanlığı) tarafından düzenlenmiş olan bir üretici ruhsatına sahip olmak; iyi üretim uygulamaları (GMP) kurallarına uymak ve gerekli olan tüm fizikokimyasal, biyolojik ve mikrobiyolojik testleri sunmak zorundadırlar[10].
Çeşitli hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için bitkisel ilaçlar çok eski zamanlardan beri kullanılmıştır. Diğer taraftan bitkisel ilaçların insan sağlığı üzerindeki etkisi son derece önemlidir. Bitkisel ilaçlar için standartlar dünya çapında geliştirilmekle birlikte, ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bu ilaçların yasal düzenlemesi her ülkede aynı değildir. Genellikle bitkisel ilaçlar ile ilgili doğal ve güvenli olduğu inanışı yaygındır, fakat ciddi reaksiyonlara neden olabilirler[11].
Bitkisel ilaçların yan etkilerinden tamamen arınmış olduğunu düşünmek son derece yanlıştır. Bitkisel ilaç kullanımının iyikontrollü, randomize klinik çalışmalarda istenmeyen yan etkilerinin mümkün olduğunu ortaya koyan çalışmalar bulunmaktadır. Birçoğunun alerjik reaksiyonlar gibi ciddi yan etkileri vardır. Diğer bitkisel ilaçlar ya da konvansiyonel ilaçlar ile etkileşimleri doğrudan toksik etkilere neden olabilir[11,12]. Tüm bitkisel ilaçlar birden fazla etken madde karışımı içerdiği için, açıkça bitki-ilaç etkileşimleri olasılığını artırır. Ayrıca, bitkisel ürünleri kullanan kişiler mutlaka kendi doktor veya eczacısına danışarak kullanmalıdır[13].
Dünya Sağlık Örgütü onaltı binin üzerinde şüpheli bitkisel vaka rapor etmiştir. En sık bildirilen yan etkiler; hipertansiyon, hepatit, yüz ödemi, anjiyo ödem, konvülsiyonlar, trombositopeni, dermatit ve ölümdür[11].
Kadın Hastanesi İlaç Bilgi Merkezi (Royal Women's Hospital Drug Information Centre), bitkisel ilaçların güvenliği ile ilgili belgelenmiş yeterli bilgi olmadığından, hamilelik veya emzirme döneminde bu tür ürünlerin kullanımını önermemektedir. Hamilelik veya emzirme dönemindeki kişiye bir bitkisel ilacın önerilmesi durumunda, ilacın anne ve bebek sağlığı için güvenli olup olmadığı hakkında mutlaka uzmana danışılmalıdır. Hamileliğin ilk üç aylık döneminde bitkisel ilaç kullanmaktan olabildiğince kaçınmak gerekir[14]. Buna rağmen Batıda yapılan birçok çalışmada hamilelikte bitkisel ilaç kullanımının oldukça sık olduğu belgelenmiştir (Birleşik Krallık %56, İtalya %48, Norveç %36). Avrupa'da yapılan çalışmalar, bitkisel ilaçların yaygın olarak gebeliğe bağlı şikayetler ve akut hastalıklar için kullanıldığını göstermiştir. Hamilelik sırasında bitkisel ilaç kulanımının yaygınlığı ABD'de %4-45, Avustralya'da %12-62 arasında değişmektedir[15].
Bitkisel ilaçların insan sağlığı üzerindeki etkisi son derece önemlidir. Çeşitli hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için bitkisel ilaçlar çok eski zamalardan beri kullanılmıştır[11]. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bitkisel ilaç veya doğal ürünlere ve bunlarla tedavilere giderek artan bir ilgi görülmektedir. Bu çalışmamızda, Sağlık Bakanlığı ruhsatlı bitkisel kaynaklı ilaçlar ile içeriğindeki bitkiler hakkında bilgi verilmiştir. Böylece Türkiye eczanelerinde bulunan bitkisel ilaçların sayısı ve tedavideki yerinin saptanması amaçlanmıştır.
Methods
Bu çalışmada, RxMediapharma® 2012 esas alınarak, 2012 yılında Türkiye'de üretilen veya ithal edilen modern ilaçlar ve bu ilaçlar içinde yer alan bitkiler incelenmiştir. Bitki formülasyonunda aktif bileşik olarak standardize edilmiş bitkisel drog veya drog preparatlarının kullanıldığı ilaçlar ele alınmıştır. Bitkilerin aktif maddelerinin kullanıldığı ilaçlar (atropin, morfin, efedrin vb) bu çalışma kapsamına dahil edilmemiştir. Bu kapsamda, bitkisel ilaçların içeriğinde yer alan bitkiler, kullanılan kısımları, etken maddeleri, etki ve kullanılışları hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca RxMediapharma® 2012 esas alınarak, bu bitkilerin yer aldığı preparatlar ve içerikleri, bu preparatların hamilelik kategorileri ve bitkilerin preparatlara katılım sayılarının gösterildiği listeler oluşturulmuştur.Results
Çalışmamızda, 2012 RxMediapharma taranmış ve bu taramalara dayanarak, Türkiye'deki eczanelerde Sağlık Bakanlığı ruhsatlı 44 tane bitkisel ilaç olduğu saptanmıştır. Bitkisel ilaçlar, preparat içerikleri ve bitkisel ilaçların bileşiminde bulunan bitkiler Tablo 1'de verilmiştir. Bu ilaçların bir kısmı eşdeğer ilaç kapsamındadır. Eczanelerde eşdeğer ilaçları bulunan ilk sıradaki bitkisel ilaçlar Ginkgo biloba ekstresi (5 tane) ve Passiflora incarnata ekstresi (5 tane) içeren preparatlar olmuştur[16].2011 yılında Ginkgo biloba ekstresi içeren bitkisel ilaç sayısı 10 tane iken, bu sayının 2012 yılında yarı yarıya düştüğü saptanmıştır. Rxmediapharma 2011 İnteraktif İlaç Bilgi Kaynağı'na göre 42 tane bitkisel ilaç vardır[17].
Bitkisel ilaçların hamilelik kategorileri Tablo 2'de gösterilmiştir. Bitkisel ilaçların bileşimine giren 31 bitki olduğu saptanmıştır. Bitkisel ilaçların bileşiminde yeralan bitkiler ve katılım sayıları da Tablo 3'de verilmiştir.
TABLO 2: Bitkisel ilaçların gebelik kategorileri.
Aşağıda, bitkisel ilaç müstahzarlarında yer alan standardize edilmiş bitkisel ekstrelerin veya bitkisel drog preparatlarının bulunduğu bitkilerin, kullanılan kısımları, etken maddeleri, etki ve kullanılışları ile Türkiye'deki preparatları incelenmiştir.
Aesculus hippocastanum L.
Bitkinin kullanılan kısımları tohumlarıdır (Hippocastani semen).
Etken maddeleri: %3-6 triterpen saponin içerir ve bunların başlıcaları protoessigenin ve barringtogenol C türevlerinden meydana gelmiştir. Triterpen alkol yapısında olan tarakserol, butirospermol α- ve β-amirin, parkeol, steroller içerir. Tohumları ağırlıkça %40–50 oranında nişasta, şeker, protein, yağ asitleri ve aminopurinler içerir. Atkestanesi tohumlarından izole edilen, en önemli triterpenoid saponin bileşenlerinden biri olan ve başlıca kimyasal bileşikleri oluşturan “essin” içermektedir Bunların dışında, flavon glikozitleri (kersetin ve kemferol %0,2-0,3) içerir[18-21]. Etkili bileşik, essindir. Essin, triterpen saponinlerin doğal bir karışımıdır[22]. α- ve β olmak üzere essin 2 formda bulunur. Bunlar erime noktaları, özel rotasyonları, hemolitik indeksleri ve suda çözünürlüklerine göre birbirlerinden ayrılabilmektedir[22,23]. β -essin, karışımın aktif komponenti olarak görülmektedir[24,25].
Etki ve kullanılışı: İçeriğindeki essinden dolayı; ödem ve eksuda oluşumunu engelleyici ve kapiler damarları kuvvetlendirici etkileri vardır.
Aesculus hippocastanum bitkisindeki essin; lökosit aktivasyonun inhibisyonu ile inflamasyonu, hyalürinaz ve elastaz inhibisyonu ile de kılcal damarların geçirgenliğini ve ödemi azaltır. Hemoroid, kronik venöz yetmezlik ve spor yaralanmalarının neden olduğu ödem tedavisinde kullanılır[16].
Çalışmalarda 100–150 mg/gün dozda alt ekstremite venöz volümünü düşürerek, bacaklardaki halsizlik, kaşıntı ve ağırlık hissini azalttığı gözlenmiştir[26].
Prostaglandin sentez inhibisyonu, 5-HT (5-hidroksitriptamin) ve histamin antagonisti etkileri, doku mukopolisakkaritlerin katabolizmalarını azaltmaları ile venotonik ve venoprotektif etkileri ispatlanmıştır[23].
Toplardamarların (ven) tonösünü artırarak onların daralmasını yani kılcal venlerin porlarını daraltarak dokulara sıvı kaçışını engellemektedir. Bu etki sayesinde toplardamar genişlemesi olan varis ve hemoroidlerin tedavisinde ve de kırık, çıkık, burkulma ve darbelerden meydana gelen şişmelerin engellenmesi ve iyileşmesinde şiddetle tavsiye edilmektedir.
Guillaume ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada, essinlerin sıçanlarda 200-400 mg/kg (p.o) ve 1-10 mg/kg (s.c) dozlarda in vitro enzimatik ve non-enzimatik lipit peroksidasyonunu inhibe ederek serbest radikalleri temizlediği tespit edilmiştir[27].
Deneysel olarak β-essin, lökosit aktivasyonu olan plörezili sıçanlarda lökosit göçünü baskılamış, hipoksi ile aktive olan endotel hücrelerinde nötrofillerin yapışmasını engellemiş ve inflamatuar mediatörlerin salınımını azaltmıştır[27].
β-essin anlamlı anti-inflamatuar özelliğe sahiptir[23,24].
Enflamasyonun eksudatif fazında ödemin gelişmesini önlemede etkindir. Bu fazda kapiller permabilitede artış gözlenir[23,28].
Preparatları: enotrex Retard Film Kaplı Tablet, Reparil Gel N.
Allium sativum L.
Bitkinin kullanılan kısımları soğanlarıdır (Alli sativi bulbus).
Etken maddeleri: Allium sativum bitkisinin kullanılan kısımları; soğanıdır ve farmasötik aktivitesinden allisin, ajoen ve S-allil-L-sistein gibi organosülfür bileşikleri sorumludur[29]. Sarımsak uçucu yağının hidrokarbon kısmı kükürtlü içeriğinden dolayı allil olarak isimlendirilir. Uçucu yağında diallil disülfit ayrıca taze sarımsak ekstrelerinde stabil olmayan bir bileşik olan allisin bulunur. Sarımsak kesildiği veya ezildiği zaman alliin, allinaz enzimi vasıtasıyla allisine dönüşmektedir. Bunların dışında karbonhidratlar, kükürtlü bileşikler, protein, lif, serbest aminoasitler, saponinler, fenolik maddeler içermektedir[30].
Etki ve kullanılışı: A. sativum hipertansiyon, hiperlipidemi, koroner kalp rahatsızlıkları, vasküler değişiklikler, ateroskleroz, damar tıkanıklığı ve postmiyokardiyal damar tıkanıklığında mortalite oranının indirgenmesinde etkilidir. Dünya Sağlık Örgütü'nün yayınladığı monografa göre sarmısak hiperlipidemi tedavisinde diyette yapılan düzenlemeye yardımcı ve yaşa bağlı vasküler aterosklerotik değişikliklere karşı etkili olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, hafif hipertansiyonda da etkili olabileceği bildirilmiştir[31].
Sarımsak tozunun genel immün sistem ve fagositoz üzerine pozitif etkileri olduğu belirlenmiştir. Sarımsak tozu, geriatrik popülasyonda 3 ay boyunca oral olarak kullanıldığında (600 mg/ gün); periferal granülosit oranının artığı gözlemlenmiştir[32].
Komisyon E sarımsağı hiperlipidemi (hiperkolesterolemi) ve aterosklerozun tedavisi için onaylamıştır. Hazımsızlık, kronik barsak infeksiyonlarında kullanılır. Antitrombositer etkisi de vardır.
Sarımsak ekstreleri ve sarımsak eterik yağı çok sayıda gram pozitif ve gram negatif bakterilere karşı etkilidir[33].
Preparatları: Cirkulin Sarımsak Draje, Inod'Ail Sarımsak Kapsül
Amygdalus communis L.
Tohumlarından elde edilen sabit yağı kullanılır (Amygdale
oleum).
Etken maddeleri: Badem tohumu protein, selüloz ve sabit yağ (%55) taşımaktadır. Etkili bileşiği sabit yağıdır[34].
Etki ve kullanılışı: Dahilen müshil (özellikle bebeklerde), haricen ise yumuşatıcı ve yara iyi edici olarak kullanılır. Haricen yara ve yanıklara sürülür[34].
Preparatları: Balmandol Tıbbi Yağ Banyosu
Camellia sinensis (L.) Kuntze (Thea sinensis L.)
Bitkinin kullanılan kısımları yapraklarıdır (Theae folium).
Etken maddeleri: Metil ksantinler (%4 kafein, teofilin, teobromin), flavon bileşikleri, tanenler (epigallokateşin 3-gallat, epikateşin gallat, epikateşin), proantosiyanidin türevleri, saponinler, klorojenik ve kafeik asit taşır[35,36].
Etki ve kullanılışı: Kafeinden dolayı uyarıcı, flavonlarından dolayı diüretik, tüm fenolik bileşiklerinden dolayı antioksidan, tanenlerinden dolayı astrenjan ve diyareye karşı etkilidir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda yağ emilimini azalttığı bildirilmiştir[37]. Bu etkisinden dolayı uyarıcı, diüretik, yağ emilimini azaltan, yağ yıkımını arttıran, metabolizmayı hızlandıran, açlık-susuzluk hissini azaltan bitkisel ürünlerin bileşimine girmektedir[37,38].
Preparatları: Activin T Tablet
Cassia acutifolia Del., Cassia angustifolia Vahl.
Bitkinin kullanılan kısmı yapraklarıdır (Sennae folium).
Drog: Sennae folium
Etken maddeleri: Ana etkili bileşikleri; sennozit A ve B (%2,5 ) bileşikleridir. Az miktarda diantron diglikozit, monoantrokinon glikozit ve aglikon içermektedir[39]. Rein, krizofanol ve aloe-emodin gibi antrasen türevlerinin yanısıra karbonhidratlar ve flavonoitler (isoramnetin ve kemferol) taşır[40].
Etki ve kullanılışı: Kalın bağırsağa etkili müshildir ve kabızlığa karşı kullanılır[38].
Preparatları: Eucarbon Tablet, Sennalax Tablet, Senokot Tablet.
Capsicum annuum L.
Bitkinin kullanılan kısımları kurutulmuş olgun meyvalarıdır
(Capsici fructus).
Etken maddeleri: Kapsaisinoitler (kapsaisin, dihidrokapsaisin, nordihidrokapsaisin, homokapsaisin), uçucu yağ, karotenoitler taşır. Kapsaisin çok acı lezzetli ve tahriş edicidir[36,38].
Etki ve kullanılışı: Rubefiyan etkisinden dolayı haricen romatizma, lumbago, burkulma tedavisinde kullanılır. Dahilen sindirimi uyarıcı ve dispepsiye karşı etkilidir[38].
Preparatları: Algo-wax Pomad.
Centella asiatica L.
Bitkinin kullanılan kısmı topraküstü kısımlarıdır (Centellae
asiaticae herba).
Etken maddeleri: Aminoasitler, flavonlar (kersetin, kemferol), triterpenik saponinler (madekasik asit, asiatik asit ve asiatikozid) taşır[38]. Etkili bileşik olarak; madekasik asit, asiatik asit ve asiatikozit içerir[41].
Etki ve kullanılışı: Bitkinin kök ve toprak üstü kısımları haricen; akne (Acne vulgaris), deri iltihapları, 1. derece yanıklar, keloid ve hipertrofik nedbe profilaksisinde kullanılır[16].
Centella asiatica (Gotu kola) bitkisinin kurutulmuş topraküstü kısımlarından hazırlanan tentür haricen kompres şeklinde akne tedavisinde kullanılır.
Yara iyileştirici ve sikatrizan etkilidir. Cerrahi yaraların ve hafif yanıkların tedavisinde ve bacaklardaki venöz ülserlerin tedavisinde yardımcı olarak haricen kullanılır[38].
Centella asiatica ekstresi deri üzerine re-epitelizasyon etki gösterir. Bitki kollajen sentezini arttırır ve fibroblast hücrelerinin proliferasyonunu destekler. Sıçanlar üzerinde yapılan bir çalışmada asiatik asitin fibroblast proliferasyonu ve kollejen sentezini artırdığı saptanmıştır. C. asiatica bitkisinden izole edilen asiatikozitin yara iyi edici etkisi, normal ve ertelenmiş tip yara modellerinde in vivo ve in vitro olarak denenmiş ve asiatikozitin de kollajen miktarını ve epitelizasyonu arttırdığı tespit edilmiştir. C. asiatica bitkisinden elde edilen sulu ekstrenin korneal epitel yaralanmalarda da etkili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca bitkinin etanol ekstresi de yara iyileştirici aktivite göstermektedir[42-44].
C. asiatica bitkisinin antioksidan savunma sistemi üzerine koruyucu etkisi vardır. Buna bağlı olarak, adriamisin kaynaklı kardiyomiyopatide ve yaşa bağlı nörolojik bozukluluklarda kullanılmaktadır[45].
C. asiatica bitkisinin yara iyileştirici etkisi; yapısında bulunan
asiatik asit, asiakozit ve madekasik asit isimli üç triterpene
bağlıdır[
Yapılan bir çalışmada; travma sonrası oluşan yaralara asiatikozit
uygulanmış; sonucunda bir sikatrizan ajanı olarak ampütasyonu
önlediği belirlenmiştir[48].
Preparatları: Madecassol Merhem
Cola nitida (Vent.) Schott & Endl.
Etken maddeleri: Ksantin alkaloitleri (kafein, teobromin), tanenler
(kateşin, epikateşin) betain, selüloz, enzim ve protein
taşır[36,40].
Etki ve kullanılışı: SSS stimülanı, antidepresan, diüretik, kardiyoaktif
ve antidiyareik etkilidir. Depresif durumlarda, melankoli,
atoni, bitkinlik, dizanteri, diyare, anoreksi, migren ve
spesifik olarak depresif durumlardaki kas güçsüzlüklerinde
kullanılır. Ksantin alkaloitleri olan kafein ve tebromin aktif bileşikleridir[40].
Preparatları: Activin T Tablet
Cimicifuga racemosa L.
Etken maddeleri: Triterpenik glikozitler aktein, 26-deoksiaktein,
23-epi-26-deoksiaktein, simisifugosit-H-1, simisifugosit H-2, simigenol,
deoksisimisifugosit taşır. Flavonoitler (kemferol, formonentin),
fenil propan türevi bileşikleri (kafeik asit, ferulik asit,
isoferulik asit, simirasemat A, simirasemat B, simirasemat C, simirasemat
D), reçine, tanen, nişasta, müsilaj, oleik asit ve palmitik
asit, salisilik asit, gallik asit, butirik asit, fukiik asit, N-metil setisin
türevi kinolizidin alkaloitleri taşır[49,50].
Etki ve kullanılışı: Hayvan deneylerinde; Cimicifuga racemosa'
da triterpenik glikozitlerin FSH (Folikül Stimüle Edici Hormon)
ve prolaktin serum konsantrasyonlarını etkilemezken LH (Lüteine
edici Hormon) konsantrasyonunda önemli bir azalmaya
sebep olduğu gözlemlenmiştir. LH baskılayıcı etkinin triterpenik
glikozitlerden de kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Menopoz
dönemindeki hararet ve osteoporozu önler[39,51].
Çocukluk dönemi menstrual bozuklukları, hamilelik şikayetleri,
premenstrual sendrom, dismenore, sık görülen kanama
düzensizliği, klimater etki, nörovejetatif ve psişik semptomlarda
etkili olduğu belirlenmiştir[52-57].
C.racemosa rizomlarından elde edilen ekstre, insan göğüs karsinomu
ya da prostat karsinomu hücrelerinde antiproliferatif
etkiler gösterir. Bu ekstrenin ayrıca antitümoral bir ilaç olan;
Tamoxifen'in proliferasyonu önleyen etkisini artırdığı da ispatlanmıştır[58].
Bilim adamları‚ yumurtalıkları alınmış farelerin kemikleri üzerinde
C.racemosa L. kök ekstresinin, östradiol gibi östrojenik etkisinin
olduğunu ve ekstrenin kollagen ve osteokalsini artırdığını
gözlemlemiştir. Ağrı kesici ve antispazmotik etkilidir.
C.racemosa kök ekstresi 25-100 mg/kg dozda oral verildiğinde
hem vücut ısısını düşürdüğü hem de ketamin ile desteklenen
uyku saatini belirgin bir şekilde uzattığı görülmüştür[59].
C.racemosa'nın rizomlarından hazırlanan metanollü ekstre içeriğindeki
(26S)-aktein ve (26R)-aktein antiHIV aktivitesi göstermiştir[50].
C.racemosa rizomlarından elde edilen suda çözünen, glukoz
yapısındaki maddelerin arteriyel hipertansiyonu düşürdüğü,
kalp sıkışmasını azalttığı tespit edilmiştir[59].
Toprakaltı kısımları balgam söktürücü ve öksürük kesicidir.
Astım ve boğmacada da etkilidir[60].
Preparatları: Remifemin Tablet, Remixin Tablet.
Eucalyptus globulus Labill.
Etken maddeleri: %1.5-3.5 oranında uçucu yağ taşır bu uçucu
yağı (Eucalypti aetheroleum) %54-95 oranında ökaliptol (1,8
sineol) yanısıra α-pinen ve p-simen içermektedir. Ellajik tanen
ile ursolik asit gibi triterpenler ve flavonoit bileşikler de taşımaktadır[35].
Etki ve kullanılışı: Solunum yolları antiseptiği olup sekretolitik,
sekretomotorik, ekspektoran ve spazmolitik etkilidir. Soğuk
algınlığı rahatsızlıklarında boğaz ve solunum yolları şikayetlerinde
ve bronşitte özellikle uçucu yağından dolayı inhalasyon
(buğu) yoluyla yararlanılmaktadır. Burun akıntısı ve burun tıkanıklığına
karşı buğu yöntemiyle kullanılmaktadır[38].
Eucalypti folium yapraklarının sıcaksu ekstresinden izole edilen
globulusin A ve ökoglobulin'in antioksidan aktivitelerinin
yanısıra, antienflamatuar ve antimelanogenik aktiviteye sahip
olduğu saptanmıştır[61].
Ökaliptüs uçucu yağının etken bileşikleri antibakteriyel, antifungal,
antioksidan ve antihiperglisemik gibi çeşitli biyolojik
etkiler göstermişlerdir. Ökaliptus uçucu yağı yiyeceklerdeki
mikroorganizmalara karşı da potansiyel antimikrobiyal etki
göstermiştir[62,63].
Preparatları: Algo-wax Pomad, Algo-wax Simple Pomad.
Foeniculum vulgare Miller
Etken maddeleri: Özellikle anetol (%50-70) ve fenkon (%20)
açısından zengin uçucu yağ (%2-6) taşır. Uçucu yağında metilkavikol,
anisaldehit ve bazı terpenoid hidrokarbonlar (α-pinen,
α-fellandren, limonen) içerir. Meyvalar sabit yağ, protein ve
flavonoit de içermektedir[35].
Etki ve kullanılışı: Foeniculum vulgare uçucu yağı düz kaslar
üzerinde spazmolitik etkilidir; bronş mukozası üzerine sekretomotorik
olarak etki eder, iltihap giderici etkiside mevcuttur,
solunum yolları rahatsızlıkları, dispeptik rahatsızıklarda kullanılır[38].
Preparatları: Eucarbon Tablet.
Ginkgo biloba L.
Etken maddeleri: Diterpenler (ginkgolidler A,B,C,J,M) seskiterpen
(bilobalid), triterpen (steroller), flavonoitler (kemferol,
kersetin), organik asitler (benzoik asit türevleri, azot taşıyan
asitler, kinurenik asitleri, ginkgolik asitler, anakardik asitler)
ve diğer bileşikler (kardanoller ve kardoller) içerir[38,64,65].
Etki ve kullanılışı: Ginkgo biloba ekstresi (EGb761), Ginkgo biloba
yapraklarının standardize edilmiş ilaç şeklidir[16].
Schwabe Laboratuarları tarafından geliştirilen, G. biloba yapraklarından
hazırlanan ve EGb 761 (Extractum Ginkgo biloba
761) olarak adlandırılan ekstre (%22-27 flavonol glikozitleri,
%5-7 terpen laktonları, ginkgolitler, içerecek şekilde standardize
edilmiş) hafif ve orta şiddetli serebrovasküler yetmezlik
durumlarının, birincil dejeneratif demans, vasküler demans ya
da her iki formun da bulunduğu zihinsel hastalıkların, periferik
arteriyel tıkanıklığın, kulak çınlamasının, vertigo ve astımın
tedavisinde kullanılmaktadır[31,66-68].
G. biloba ekstresi (EGb 761) trombosit aktivatör faktörü inhibe
eder ve antioksidandır. Vasküler demans'da genel olarak
fonksiyonel durum üzerinde ılımlı bir yararı vardır[69].
PAF (platellet aktive edici faktör) antagonisti olması nedeniyle
antienflamatuvar etkileri vardır ve inflamatuvar bir hastalık
olan irritabl bağırsak sendromunda kullanımıyla ilgili çalışmalar
da yapılmaktadır[70].
Demans ve alzheimer hastalığı üzerine etkisini incelemek üzere
yapılan çalışmalarda ekstrenin sağlıklı yetişkinlerde ve hafiften
orta düzeye hafıza yetersizliği olan yaşlı hastalarda tek
doz halinde veya kronik olarak kullanıldığında kısa süreli hafızayı
olumlu yönde etkilediği yönünde bulgular elde edilmiştir.
Alzheimer hastalığının seyrinin yavaşlatılmasında antioksidan
olarak kullanılır[67,68,71].
G. biloba ekstresi, içeriğindeki flavonoitler nedeniyle serbest
radikal tutucu özelliğe sahipken, ginkgolidler sayesinde ise
kuvvetli platellet aktive edici faktör karşıtı olarak etki gösterir.
PAF vücutta, trombosit aktivasyonunu sağlar, nötrofil agregasyonu,
süperoksit radikal üretimi, lizozomal enzimleri salınması
ve lökotrien sentezini uyarır[72,73].
Preparatları: Gineksin-F Tablet, Gingobil Special Film, Tebokan
Fort Damla, Tebokan Fort Film Tablet, Tebokan Special
Film Tablet.
Hamamelis virginiana L.
Etken maddeleri: Gallik tanen, flavonlar (kersetin, kemferol,
kersitrin, isokersitrin), prosiyanidin, fenolik asit (kafeik asit,
gallik asit) taşır[38,39].
Etki ve kullanılışı: Astrenjan etkili bu drogdan hazırlanan
merhem ve supozituvarlar hemoroid tedavisinde kullanılır.
Astrenjan etkisi ile deriye ait yaralanmaları takiben, söz konusu
bölgede proteinlerin çökmesini sağlayarak doku büzücü ve
kalınlaştırıcı etki gösterir[38].
Hamamelidis folium varis ve hemoroid gibi varikoz damarların
semptomatik tedavisinde dahilen de kullanılmıştır. Lokal
hemostatik etkisi ile deriye ait yaralanmaları takiben, söz konusu bölgede kanama süresini kısaltır, pıhtılaşma sürecini hızlandırır[74].
Cilt abrazyonu, cilt bakımı, ciltte inflamasyon, hemoroid, pişik
ve yara bakımında kullanılır[16].
Preparatları: Hametan Krem, Hametan Pomad.
Harpagophytum procumbens DC.
Etken maddeleri: Başlıca harpagozit olmak üzere harpagid,
8-p-kumaroilharpagozit gibi iridoit bileşikler (%1-2), fenilpropanoidler
(akteozid ve isoakteosid), flavonoitler (kemferol,
luteolin), diterpenler, triterpenler, karbonhidratlar (fruktoz,
galaktoz, glukoz) ve steroller içerir[40].
Etki ve kullanılışı: Harpagophytum procumbens ekstresi, ağrılı
artritte (osteoartrit) ve tendinitte, prevantif ve terapötik etkilidir.
Tedavi sonucunda; ağrıların azaldığı görülmüştür ve tedavinin
ilk birkaç haftasında birçok hastada semptomların hafiflediği
belirtilmiştir[16].
Harpagizitten dolayı iştah açıcı etkisi vardır. Hafif analjezik,
antiflojistik, antiaritmik etkilidir. Mide-ince barsak rahatsızlıkları,
duodenum enteritisi, karaciğer-safra rahatsızlıkları ve romatizmada
kullanılır[38].
Drog, minör artiküler ağrıların ve bel ağrılarının hafifletilmesinde
endikedir. H. procumbens üzerinde yapılan in vivo ve in
vitro çalışmalarda; antienflamatuar ve analjezik etkinliği olduğu
saptanmıştır[75].
Preparatları: Harpadol Kapsül, Harpago Film Tablet.
Hedera helix L.
Etken maddeleri: Minimum %3 hederakozit içerir. %2.5-6
oranında, hederagenin, oleanolik asit, 2β-hidroksihederagenin
ile bidesmosidik triterpen saponin içerir. Az miktarda taze
yapraklarda, α-hederin ve hederagenin-3-O-β-D-glukozit
içerir. Ana saponin hederasaponin C (hederakozit C) dir. Diğer
hederasaponinler B,D,E,F,H ve I‘dır. İçeriğindeki hederasaponin
oranları (C:B:D:E:F:H:I) (1000:70:45:10:40:15:6:5) şeklindedir.
3-O-rutinozit ve 3-O-glukozitleri (isokersitrin ve
astragalin) ile kersetin ve kemferol gibi flavonoitler bulunmaktadır.
Kafeik asit türevleri ve dihidroksi-benzoikasit gibi
diğer fenolleri içerir. Kumarin glikozitleri skopolin ve falkarinon,
falkarinol ve 11,12-dihidrofalkarinol taşır. Stigmasterol,
sitosterol, kolesterol, kampesterol ve α-spinasterol gibi
polisteroller içerir. Metil-etil keton, metil-isobutil keton,
trans-heksanal, β-karyofilen, sabinen, α- ve β- pinenden oluşan
uçucu yağları (taze yapraklarda %0,1-0,3 oranında) içerir.
Ayrıca, hamamiletol, serbest aminoasitler, vitamin, mineral
içermektedir[39,76].
Etki ve kullanılışı: Kurutulmuş Hederae helicis folium ekstresinin,
solunum yolu hastalıklarındaki terapötik etkisi, içerdiği
glikozit saponinlerin sekretolitik özelliklerinden kaynaklanmaktadır[16].
H. helix yapraklarından elde edilen ekstre ekspektoran ve
spazmolitik etkilidir[35]. Hederae helicis folium solunum
yolu nezlesi ve kronik inflamasyon bronşiyal hastalıkların
semptomatik tedavisinde kullanılır[39,77].
Preparatları: Prospan Şurup.
Lavandula angustifolia Miller
Bitkinin kullanılan kısımları çiçekleri (Lavandulae flos) ve
uçucu yağıdır (Lavandulae aetheroleum).
Etken maddeleri: %1-3 uçucu yağ (linalil asetat, linalol,
β-osimen, sineol, kafur), seskiterpen, tanen, flavonoit ve kumarin
tipi bileşikler taşır[38].
Etki ve kullanılışı: Safra söktürücü, spazmolitik, karminatif,
stomaşik ve diüretik etkilidir. Orta etkide bir sedatiftir. Huzursuzluk,
sinirsel kökenli barsak bozuklukları, aşırı duyarlılıkta
ve sinirsel yorgunlukta kullanılır[38].
Preparatları: Algo-wax Pomad, Algo-wax Simple Pomad.
Mentha piperita L.
Etken maddeleri: Rezin, flavon, rosmarinik asit, klorojenik
asit, tanen ve uçucu yağ (%0.5-1) taşır. Uçucu yağ %40-60 mentol,
%8-10 menton ve mentofuran içermektedir. Uçucu yağı,
Menthae piperitae aetheroleum mentol bakımından zengindir[38,78].
Etki ve kullanılışı: Yapraklar taşıdığı uçucu yağdaki mentolden
dolayı antibakteriyel, spazmolitik, kolagog ve karminatif
etkilidir. Antispazmotik etki özellikle mide barsak sistemi üzerine
belirgindir. Uçucu yağı mide barsak kaslarına spazmolitik
etkilidir. Bronşları yumuşatıcı sekretolitik etki gösterir. Dahilen
mide spazmlarında, mide bulantısını engellemede, ayrıca
soğuk algınlığında üst solunum yolları antiseptiği olak kullanılır.
Haricen uçucu yağı adale ve sinir ağrılarının masajla tedavisinde,
soğukalgınlığı pomat ve banyolarının hazırlanışında
kullanılır[38]. Ayrıca yapraklarından elde edilen uçucu
yağı migrende kullanılır[34,78].
Hafif lokal anestezik etki göstermesi ve serinletici özelliğinden
dolayı artralji, miyalji, kas zorlanması ve siyatik gibi ağrılı durumlarda
etkilenen bölgeye topikal olarak da uygulanabilir;
böylece esas tedaviye yardımcı olur[79].
Nane yağı ağızdan kullanıldığında bazen pirozise neden olabilir.
M. piperita tıbbi açıdan spazm ve gaz giderici, midevi,
serinletici, uyarıcı ve diüretik etkilere sahiptir. M. piperita ekstresi
içeriğindeki mentolden dolayı antimikrobiyal etkili olup,
bakteri, virüs, mantarlara karşı inhibitör etkilidir[80].
M. piperita bitkisinin uçucu yağı ve çeşitli ekstreleri, serbest radikal
oluşumunu engelleyerek antioksidan aktivite göstermektedir[81].
Preparatları: Buğumentol Buğu, Eucarbon Tablet
Passiflora incarnata L.
Etken maddeleri: Alkaloit, flavonoit, triterpen yapısında saponozit
ve siyanogenetik glukozit içermektedir. Alkaloitler;
harman, harmol, harmin, harmalol ve harmalindir. Flavonoitler;
viteksin, isoviteksin, apigenin, luteolin, kersetin, kemferoldür.
Siyanogenetik glikozitler; passikoksin, linamarindir. Triterpenik
glikozitler; passiflorin ve kuadranglukozittir[39].
Etki ve kullanılışı: Passiflora incarnata bitkisinin kuru ekstresi,
ajitasyon, anksiyete, depresyon, uykusuzluk gibi durumlarda
kullanılır[39].
İnsomnia ve nervosizm tedavisinde kullanılır. Ayrıca, santral
sinir sistemi depresyonu yaparak; anksiyete ve sinirsel bozukluklarda
sedatif olarak kullanılır[82].
Bitkinin sedatif ve anksiyolitik etkinliğinin tam olarak hangi
maddeden kaynaklandığı belirlenmemiştir. Ancak etkiden tek
maddenin değil ekstredeki değişik maddelerin sorumlu olduğu
düşünülmektedir.
P. incarnata bitkisinin sinirsel huzursuzluklarda endike olduğuna
dair Komisyon E tarafından pozitif monograf hazırlanmıştır.
Fransa ve İsviçre'de Passiflora aynı zamanda hafif sinirsel
kalp şikayetlerinde de kullanılmaktadır. Bu nedenle bu
endikasyon Fransız hazırlık monografında notlar arasına girmiş
ve ESCOP (The European Scientific Cooperative on
Phytotherapy) monografında ise diğer bir endikasyon olarak
uykuya geçiş bozuklukları da yer almıştır[83,84].
Materia Medica Americana, P.incarnata'nın epilepsi tedavisindeki
kullanımına dikkat çeker. Bir rapor, bitkinin spazmodik
düzensizliklerde ve yaşlıların uykusuzluk hastalığında kullanıldığını
vurgulamaktadır. Bitki Brezilya'da antispazmotik,
antiastmatik ve yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır. Irak'ta yatıştırıcı
ve narkotik olarak; Türkiye'de epilepsi, uykusuzluk ve
sinirsel rahatsızlıklar gibi durumlarda, Amerika'da yanıklar
ve uykusuzlukta kullanılmaktadır[85].
Passiflora cinsinin 500 türü arasında, P.incarnata dünya çapında
geniş klinik uygulaması olan tek türdür[83]
Preparatları: Alora Şurup, Alora Tablet, Natracalm Tablet,
Passiflor Kapsül, Passiflora Şurup.
Pelargonium sidoides DC.
Etken maddeleri: Kumarinler (umkalin), fenolik maddeler
(gallik asit, gallik asit metilester), proantosiyanidin tipi tanenler,
flavonoitler taşır[86].
Etki ve kullanılışı: Pelargonium sidoides Güney Afrika'da doğal
olarak yetişen ve son yıllardaki en popüler bitkilerden biridir.
Bu bitkinin köklerinin uzun yıllardır Afrika'nın ilkel kabileleri
tarafından tüberküloz hastalığının tedavisinde kullanıldığı
bilinmektedir. Bu sebeple P. sidoides köklerinden yıllar
süren klinik araştırmalar sonucu bitkinin yerel adından gelen
ve uluslararası ismi Umkaloabo olan ilaç üretilmiştir. İlacın üst
solunum yolları hastalıkları ve soğuk algınlığında, bağışıklık
sistemini güçlendirerek belirtilerin şiddetini hafiflettiği ve
hastalığın süresini kısalttığı belirtilmiştir[86].
P. sidoides kökünün patentli sıvı ekstresi (EPs® 7630) pek çok
Avrupa ülkesinde uzun yıllardır kullanılmaktadır ve 2005 yılında Almanya'da tüm ilaçlar arasında en çok kullanılan üçüncü
ilaç olmuştur[87].
Özellikle tüberküloz ve bronşit gibi bakteriyel hastalıkların tedavisinde
kullanılan tıbbi formülasyonların içeriğinde; P. sidoides
kökleri yerine yaprakları da bulunabilir[87].
P. sidoides kökü ekstraktı, likit kromotografisinde incelenmiş
ve hücre kültürü üzerinde herpes virüsüne karşı antiviral etkisi
araştırılmıştır. Çalışma sonunda P. sidoides kökü ekstraktında
esas etken bileşik olan kumarinlerin yanında basit fenolik
yapılar da tespit edilmiştir. Bu basit fenolik yapılar içerisinde
flavonoit ve kateşin türevleri belirlenmiştir ve bu ekstraktın
herpes virüsüne karşı antiviral etkisinin olduğu ve herpes enfeksiyonlarında
antiviral ilaç olarak terapik kullanıma uygun
olabileceği sonucu ortaya çıkmıştır[88].
Afrika P. sidoides kökünden elde edilen ekstraktın, solunum
sistemine zarar veren çeşitli virüs ve bakterilere karşı orta derecede
bir mikrop öldürücü etkiye sahip olduğu bilimsel olarak
ispatlanmıştır[89].
Haemophilus influenzae, Moroxella catarrhalis ve Streptococcus
pneumoniae bakterilerinin büyümesini inhibe ettiği belirlenmiştir.
Aspergillus niger, Fusarium oxysporum ve Rhizopus
stolonifer'e karşı kök ekstresi orta derecede antifungal etkili
olarak bulunmuştur[90].
Solunum yolu infeksiyonlarının çoğunda sorumlu patojenler
olarak bilinen Staphylococcus aureus, Steptococcus pneumoniae,
beta-hemolitik Streptococcus 1451, Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae,
Proteus mirabilis, Pseudomonas aeruginosa ve Haemophilus
influenzae'ye karşı orta derecede etkili bulunmuştur[91].
P. sidoides kökü %12,5 mg/ml konsantrasyonunda Mycobacterium
tuberculosis'in gelişimini inhibe etmiştir[86].
Pelargonium cinsine ait türler fenolik bileşiklerce oldukça zengindir.
Fenolik nüveye sahip olan bileşiklerin antioksidan
özelliklerinin kuvvetli olduğu son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarla
gösterilmiştir[92,93].
Yapılan çalışmalarda P. sidoides kök ekstresinde bulunan bileşiklerin,
bağışıklık sisteminin uyarılmasında rol oynayan fagositlerin
ve sitokinlerin salgılanmasını arttırdığı belirlenmiştir[94].
Preparatları: Umca Solüsyon, Umca Tablet.
Pinus brutia Ten.
Etken Madde: Terebinthinae aetheroleum, terebentin veya
çam odununun distilasyonu ile elde edilen uçucu yağı özel kokulu,
renksiz ve yakıcı lezzetli bir sıvıdır, %90 pinen (%60
α-pinen ve %30 β-pinen) taşır[34,95].
Etki ve Kullanılışı: Haricen romatizma ağrılarına karşı, cilde
kan toplayıcı olarak ve veteriner hekimliğinde haricen ağrı kesici
olarak kullanılmaktadır[34].
Terementi esansı içinde bulunan α-pinen birçok bileşiğin sentezinde
kullanılan bir ilkel maddedir. Pinenden hareket edilerek
kısmi sentez ile bilhassa kafur ve terpin hazırlanmaktadır.
Terpin tedavide balgam söktürücü ve göğüs yumuşatıcı olarak
kullanılır[96].
Preparatları: Buğumentol Buğu, Buğuseptil İnhalasyon.
Populus sp.
Etki ve Kullanılışı: Tedavide dahilen ve haricen kullanılır[96].
Preparatı: Eucarbon
Rheum officinale Baill.
Etken maddeleri: Hidroksiantrasenler (aloe-emodin, emodin),
heterodiantronlar (palmidin A palmidin B, palmidin C, sennidin
C, reidin B ve reidin C) içerir. Hidrolize ve kondanse tanenler
(glukogallin, serbest gallik asit, kateşin) ile kalsiyum
oksalat, rutin, rezin, karbonhidrat, uçucu yağ gibi bileşikleri
içermektedir.
Etki ve kullanılışı: İçerdiği antrakinon türevlerinden dolayı
laksatif etkili, tanenden dolayı astrenjan etkilidir[40]. Küçük
miktarlarda (0,1 g) midevi ve kabız, daha yüksek miktarlarda
(0,5-2 g) müshil etkilidir[34].
Preparatı: Eucarbon
Ricinus communis L.
Etken maddeleri: Tririsinolein (%80), sabunlaşma ile gliserol
ve risinoleik asit verir[38].
Etki ve kullanılışı: İnce barsak üzerine etkilidir. Kuvvetli katartik
etkisi vardır. Akut konstipasyon ve barsak iltihaplarının
tedavisinde purgatif, antiabsorbatif ve hidragog olarak kullanılır[38].
Hafif ve irritasyon yapmayan karakteri nedeni ile konstipe çocuklarda,
doğum öncesi ve sonrası, gebe kadınlarda, abdominal
ve pelvik operasyon önce ve sonrasında, inflamasyonlu
hemoroid varlığında kullanılması uygundur. Ayrıca yapılan
bazı çalışmalarda Hint yağının antibakteriyel etkisi olduğu kanıtlanmıştır[97].
Preparatları: Riciment Emülsiyon, Ricilaks Emülsiyon.
Serenoa repens (W. Bart.) Small
Etken maddeleri: Karbonhidrat; %28 invert şeker, mannitol,
yüksek molekül ağırlığında polisakkaritler taşır. Sabit
yağ (%26) olarak oleik asit, kaprik asit, kaproik asit, kaprilik
asit, laurik asit, miristik asit, palmitik asit, stearik asit taşır.
Steorid, β-sitosterol fitosteroller içerir. Diğer bileşikleri; flavonoit,
pigment (karoten), resin, tanen, %1.5 uçucu yağdır[38,39].
Etki ve kullanılışı: Selim prostat hiperplazisinde kullanılır[98-100].
Serenoa repens bitkisinin, selim prostat hiperplaziye karşı, düşük
üriner sistem semptomlarını gidermedeki rolü araştırılmıştır.
S. repens ürünlerinin minimal yan etki ve yüksek güvenliğe
sahip olduğu belirlenmiştir[101].
Fare ve sıçanlar üzerinde antiandrojenik etkisinin araştırıldığı
bir çalışmada, 4-12 gün boyunca hergün 300 mg S. repens meyvasının
ekstresi oral olarak verilmiştir. Sonuçta, nöroendokrin
mekanizması üzerinde etkili olmadığı ve östrojenik özellikler
göstermediği belirlenmiştir[102].
S. repens (Saw palmetto) bitkisinin total lipit ekstresi ve sabunlaşabilen
kısmını içeren çeşitli kas preparatlarının tonik kasların
gevşemesini indüklediği belirlenmiştir[103].
Preparatları: Prostagood
Silybum marianum L.
Etken maddeleri: Silimarin ismi verilen flavonolignan karışımı;
majör bileşik silibin (silibinin) taşır[38].
Flavonolignanlar %1,5-3 oranındadır, ana bileşiği silimarin
olup bazı flavonolignanların karışımıdır. Silibin (silibinin), isosilibin
(izosilibinin), silikristin, silidianin'den oluşmuştur. S.
marianum meyvelerinde flavonoit yapısındaki apigenin, krisoeriol,
eriodiktiol, naringenin bulunur[33]. Tohumunda flavonoit
yapıdaki taksifoline de rastlanmıştır[104].
Tüm bitkide, marianin ve marianosit A-B adlı triterpenoitler
bulunur.
Silybum marianum tohumları %20-30 oranında sabit yağ içermekte
olup; bu yağın %60' ı linoleik, %30'u oleik ve %9'u palmitik
asittir[105].
ß-karoten, araşidik asit, manganez, fosfor, kalsiyum, krom, kobalt,
demir, magnezyum, sodyum, çinko, potasyum, selenyum,
fumarik asit, protein, tokoferol steroller (kolesterol, kamfesterol,
stigmasterol, sitosterol), müsilaj, dehidrokoniferilalkol,
histamin, kemferol, kersetin, taksifolin, tiramin maddelerini
taşır.
S. marianum meyvası ham ekstresinin (12 g) su; metanol; etilasetat;
n-hekzan (4:3:4:1) solvan sistemi ile ayırımı yapılmıştır.
1,37 g silikristin (%93,1 saflıkta), 3,47 g silibin (%95,7saflıkta)
ve 0,93 g isosilibin (%89,7 saflıkta) izole edilmiştir[106].
Etki ve kullanılışı: Silimarin karaciğer zehirlenmelerinde,
özellikle Amanita phalloides ile olan mantar zehirlenmelerinde
çok etkilidir. Etken bileşik silimarin karaciğer hücre çekirdeğinde
polimeraz A nın aktivitesini stimüle eder, karaciğerin
rejenerasyon kabiliyetini arttırır; drogun antihepatotoksik etkisi
yanında kolagog etkisi de vardır. Mantar zehirlenmeleri
(A. phalloides), kimyasal madde zehirlenmeleri (kloroform, halotan,
karbontetraklorür vb.), karaciğer sirozu, kronik iltihabı
veya bilhassa virütik sarılık ve safra rahatsızlıklarında kullanılır[38].
Silibinin insan karaciğer mikrozomlarında sitokrom P450 enzimlerini
inhibe edici etkisi vardır. Olası hepatoprotektif etki mekanizmaları bu enzim sistemini redüklemesiyle ilgilidir.
Silibin sıçan ve farelerde aminopirin, etanol, benzopiren, heksobarbital,
7-etoksi kumarin gibi sitokrom P450 substratlarını
inhibe eder[107].
Silimarin'nin karaciğer fonksiyon testleri, serum prokollajen
III protein seviyesi ve karaciğer hastalıkları üzerine etkisi 36
kronik alkol nedenli karaciğer hastasında denenmiştir. Silimarin
uygulamasıyla serum bilirubin, AST ve ALT değerleri normale
dönmüş, gamaglutamiltransferaz aktivitesi ve prokollagen
III peptid değerleri azalmıştır. AST ve ALT sırasıyla %30
ve %41 oranında gerilemiştir[108].
S. marianum preparatlarının kronik hepatit C'li hastalarda serumdaki
virüs RNA'sı ve ALT değerlerini etkilemese de yaşam
kalitesi ve süresini arttırdığı gözlenmiştir[109].
Silibin ya da silimarin ribozomal RNA polimerazın aktivitesini
stimüle ederek hepatosit protein sentezini arttırmaktadır[33].
Preparatları: Hepadrin.
Thymus vulgaris L.
Etken bileşikleri: Uçucu yağ (%0,8- 2,6), fenoller (%20-80) (timol,
karvakrol), monoterpenler, linolol, flavonoitler (timonin,
sirsilineol), kafeik asit, oleanolik asit, ursolik asit, rosmarinik
asit, saponin, tanen taşır[40].
Etki ve kullanılışı: Thymus vulgaris karminatif, antispazmotik,
antitussif, ekspektoran, bakteriosit, antihelmintik, sekretemotor,
astrenjan etkilere sahiptir. Bu etkileri uçucu yağlarına
ve flavonoitlere atfedilir[40]. Antiseptik ve antibakteriyel
özellikleri vardır. Topikal uygulamada antimikrobiyal
etkilidir. Haricen antifungal, rubefiyan etkililidir[110,111]. Karvakrol ve timol gibi monoterpenik fenollerce
zengin olan bu yapı, birçok mikroorganizmaya fenolden 25
kat daha güçlü ve suda çözünür olduğundan dokular için
daha az zararlıdır[112,113]. Bronkoantispazmotik etki,
bronşial mukoza üzerindeki doğrudan eylem ile olduğu
gibi midesel bir refleks ile de gerçekleşebilir. Kronik ve akut
bronşit, boğmaca, şiddetli öksürük ve üst solunum yolları
ile ilgili soğuk algınlıklarında, solunum yolları hastalıklarında
kullanılır. Topikal uygulamada gargara olarak veya
ağız yıkamada %5 lik infüzyonları halinde fungal ve bakteriyal
deri hastalıklarında ve ağız bakterilerini azaltmak için,
ağız ve boğaz iltihabında koku giderici olarak ağız sularında
kullanılır[111,112].
Bazı böceklere karşı insektisit etki, bitki büyümesini önleyici
etki, antileishmanial etki, antihistaminik etkileri de bulunmaktadır.
Kekik yağının ve kekik suyunun ana bileşenlerinden
olan karvakrolün güçlü analjezik etkiye sahip olduğu da bildirilmiştir[113].
Ayrıca antioksidan etkili olup, bu etkisi, bileşiminde bulunan
fenolik asitler ve monoterpenik fenollerden kaynaklanır[113].
Yapılan çalışmalarda, kekik uçucu yağının antioksidan etkisinin
vitamin E kadar güçlü olmadığı gözlenmiş olsa da, kekik
uçucu yağı ve vitamin E'nin yarı yarıya karıştırılarak kullanıldığında,
antioksidan etkinin daha da arttığı ve bu nedenle kekik
uçucu yağı ile vitamin E arasında sinerjik bir etki bulunduğu
görülmüştür[114].
Alman Komisyonu E tarafından üst solunum yolu enfeksiyonlarında,
bronşit ve nezlede, çeşitli kombinasyonlarıyla (rezene
yağı, anason yağı, ökaliptus yağı, rezene meyvası, izlanda yosunu,
meyan kökü, hatmi kökü ve anason meyvasıyla) kullanımı
onaylanmıştır[40].
Thymus uçucu yağının yüksek antibakteriyal ve antifungal etki
gösterdiği kanıtlanmıştır. Bu aktiviteler, timol ve karvakrol'den
kaynaklanmaktadır[39].
Preparatları: Algo-wax Pomad, Algo-wax Simple Pomad.
Triticum vulgare L.
Etken maddeleri: Nişasta, fitostimulinler
Etki ve kullanılışı: Triticum vulgare sulu ekstresi; doku sikatrizyonu
ve rejenarasyonu proseslerini uyarıcı etki gösterir. Bu
etkisinden yararlanmak üzere epitelin yenilenmesini gerektiren
deri dokusu rahatsızlıklarının topikal tedavisi için kullanılan
preparatların bileşimine girer[16].
T. vulgare reepitelizasyonu sağlayan bir ajandır ve hasarlı dokuya
lökosit migrasyonu ve invazyonunu sağlayarak fonksiyon
göstermektedir. Fibroblast sentezini ve lezyonlu bölgede
fibroblast hareketlenmesini aktive eder[115].
Preparatları: Fito Krem.
Valeriana officinalis L.
Etken maddeleri: Monoterpenlerden oluşan uçucu yağ (ester,
kamfen, pinen), seskiterpen ve uçucu seskiterpenler (valerenik
asit ve türevleri), iridoitler (valepotriyatlar, özellikle valtrat ve
türevleri) gamma-aminobutirik asit (GABA), glutamin ve arginin
taşır[35,39].
Etki ve kullanılışı: Sedatif ve hipnotik etkilidir. Halen Alman
Komisyonu E tarafından minör sedatif ve hipnotik bir ilaç olarak
onaylanmıştır. Avrupa Farmakopesi, hafif yatıştırıcı, anksiyete
ve uykuda hafif hipnotik olarak sınıflandırırken, WHO
ile ESCOP orta dereceli sedatif ve uykuyu destekleyen etkisini
onaylamışlardır[83].
Bir çalışmada; plasebo ve benzodiazepinler ile birlikte, Valerian
kökü ekstresi içeren preparatların kullanılmasının vijilans
üzerine sedatif etkisi incelenmiştir. Çalışmalar sonucunda, Valerian
kökü, 4 g drog içeren 10 ml şurup şeklinde alındığında
ya da diğer trankilizan etkili bitkisel droglarla birlikte kombine
halinde alındığında, preparatı aldıktan 8 sonra uyku düzeyi
düşmediği gözlenmiştir.
Valerian kökünün uçucu yağı ve ondan izole edilen bileşiklerin
(valerenik asit, valerenal, valeranon) intraperitonal enjeksiyon
sonucu; santral depresif etki ve/veya kas rahatlatıcı etki gösterdiği
belirlenmiştir[39].
Yapılan in vivo çalışmalar, Valerian kök ekstresinin spontan
mortiliteyi inhibe ederek yüksek yatıştırıcı etki sağladığını
göstermektedir. Diazepam ve klorpromazin ile karşılaştırılan
sedatif etkinliği orta dereceli bulunurken, antikonvulsif etkisi
çok zayıf bulunmuştur.
Komisyon E ve diğer farmakopeler güçlü sentetik sedatiflere
göre daha yumuşak alternatif olarak gerginlik, huzursuzluk
ve anksiyeteden kaynaklanan uyku bozukluklarını gidermeye
yardımcı sedatif, hipnotik ajan olarak kullanımını desteklemektedir[33].
Japon Valerian köklerinin kullanıldığı bir araştırmada bitkinin,
psikotropik etkileri diazepam ve imipraminin etkileri ile karşılaştırılmıştır.
Hem Valerian kökünün ekstresi (%30 EtOH) hem
de diazepam (3mg/kg) farelerde hekzobarbital sebepli uykuyu
uzatmıştır. Açık alan testinde, kendiliğinden gezinme ve
ayağa kalkma hareketleri Valerian ekstresi ile düşürülmüştür[116].
Preparatları: Cirkulin Valerian Tablet, Valériane Kapsül.
Vitex agnus-castus L.
Etken maddeleri: Bisiklik diterpenler (labdan iskeleti taşıyan
diterpenler, klerodan iskeleti taşıyan diterpenler), iridoit glukozitleri
(agnozit, okubin), lipofilik flavonoitler (kastisin, penduletin,
krizosplenol, viteksin), uçucu yağ (1,8-sineol, α ve β
pinen, sabinen, karyofillen, limonen) taşır[38,117].
Etki ve kullanılışı: Progesteron, östrojen ve prolaktin seviyesini
dengelemek ve menstruasyonu düzenlemek için kullanılır.
Memelerde hassasiyet, ağrı, ateş basması, gerginlik, ödem
ve başağrısı gibi semptomları içeren premenstrual sendromda
(PMS, adet öncesi sendromu), luteal faz bozuklukları, yumurtlama,
corpus luteum ve laktasyon yetersizliğinde ve menopoz
şikayetlerinde etkilidir[117].
Ritim bozuklukları ve siklus düzensizliklerine daima hormonal
bozukluklar neden olur. V. agnus-castus içeren preparatlar,
siklus bozukluklarının tedavisinde hormonal tedavi yerine geçebilir[118].
Yapılan bazı çalışmalarda; V. agnus-castus ekstresi içeren, Agnucaston® preparatındaki önerilen dozun (30-40 mg V. agnuscastus
ekstresi); tedavideki etkinliği kanıtlanmıştır[119].
Mastodini; meme başı ağrısının yanı sıra, memelerin biri veya
ikisinde gerginlik, sızı veya ağrı duyusu olarak tanımlanır.
Pek çok kadında menstrual siklus süresince, özellikle siklusun
2. yarısında görülür. Mastodini üzerine tedavi seçeneklerinden
biride, dopaminerjik etkiye sahip V. agnus-castus ekstresidir[120-121].
Agnucaston® tedavisinin incelendiği uzun süreçli bir araştırmada;
646 vaka incelemiş ve 420 hastada (% 65) tam iyileşme, 220 hastada
(%32) tekrar kullanımı gerektiren geçici iyileşme sağlanmış olup 23
hastada (%3) ise belirgin bir etki gözlenmemiştir[122].
Premenstrual sendrom tedavisi için en uzun kullanılan ve en
iyi incelenmiş fitoterapötik; V. agnus-castus meyvalarından
elde edilen ekstredir. Yapılan bazı klinik çalışmalarda V. agnus-
castus ekstresinin premenstrual sendrom belirtilerini hafifletmede
etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu doğrultuda premenstrual
sendrom tedavisinin farmakolojik alternatiflerini ve
güvenli tedavi edilebilirliği düşünüldüğünde ilginçtir ki; V.
agnus-castus ekstresinin etkinliği, SSRIs, sentetik dopaminerjikler
veya nörolojikler ile neredeyse karşılaştırılamayacak şekilde
çok daha güvenli ve tolere edilebilir yapıdadır[123].
Birçok bitkisel ilaç insan hormonal yapısı üzerinde etkilidir. Bu
nedenle hormonal bozukluklarda ve onların yol açtığı semptomların
giderilmesinde bitkisel ilaçlar kullanılmıştır. V. agnuscastus
bu alanda kullanılan önemli bitkilerden biridir[124].
Preparatları: Agnucaston Tablet
Vitis vinifera L.
Etken bileşikleri: Stilben türevi olan resveratrol (3,4,5 trihidroksistilben)
ve viniferinler. %4-5 oranında flavonoitler (kemferol
3-0-glukozit, kersetin 3-O-glukozit), tanenler, proantosiyanidinler,
tanenler (kateşin ve epikateşinin monomer bileşikleri),
prosiyanidin oligomerleri, malik, okzalik, sitrik, süksinik,
tartarik asit gibi meyva asitleri, fenilakrilik asit türevleri
(p-kumarik, kafeik asitler taşır[125].
Etki ve kullanılışı: Üzüm yapraklarının sulu ekstrelerinin,
kuvvetli antioksidan etki ile birlikte, streptotozin ile hiperglisemik
yapılmış sıçanlar üzerinde hipoglisemik etki gösterdiği
de saptanmıştır[126].
Proantosiyanidinler, asetominofen ile DNA hasarı oluşturulmuş
hayvan deneylerinde apoptoz ve nekroz sonucu oluşan
hücre ölümlerini azaltmaktadır[125]. Karbontetraklorür ile
karaciğer hasarı oluşturulmuş sıçanlar üzerinde yapılan bir
çalışmada V. vinifera yapraklarının hepatoprotektif etkiye sahip
olduğu bildirilmiştir. Bu etkiyi de sitokrom P-450'ye bağlı
oksijenaz aktivitesini inhibe etme, lipit peroksidasyonundan
koruma ve hepatosit membranını stabilize ederek üç farklı mekanizma
ile oluşturabildiği sonucuna varılmıştır[127].
V. vinifera çekirdeklerinden izole edilen prosiyanidinler kapiler
damarların stabilizasyonunu sağlar, ödemi ortadan kaldırarak
permeabilitenin artmasını önler. Patojenik damar duvarlarının
ven-lenfatik ödemi, prosiyanidin oligomerlerinin
(PCO) etkisi ile azalır. Bu etkisi nedeniyle damar hasarına bağlı
olarak ortaya çıkan problemlerde korunma ve tedavi amacıyla
kullanılmaktadır. Kapiler damar permeabilitesini azaltıcı
etkisi ödem üzerine olduğu kadar hemoroit ve varis şikayetlerinde
de etkili olabileceğini göstermektedir[125].
Preparatları: Antistax Jel, Antistax Sert Jelatin Kapsül.
Zingiber officinale Roscoe
%1-3 oranında uçucu yağ içermektedir. Bu uçucu yağın %30-
70'ini seskiterpenler oluşturmaktadır. Seskiterpenlerden; f3-
bisabolen, (-) zingiberen, f3-seskifellandren (+)-ar-kurkumen,
monoterpenlerden de geranial ve neral bulunmaktadır. Bunlardan
başka karbonhidratlar, nişaşta (%40-60), proteinler (%9-10), lipitler[6-10], lesitin, vitaminler, mineraller, aminoasitler
içermektedir[33].
Etki ve Kullanılışı: Zencefil rizomu (Rhizoma zingiberis), Almanya
Sağlık Bakanlığı'nın bitkisel preparatların hazırlanması
ve ruhsatlandırılmasından sorumlu Komisyon E ve ESCOP
tarafından araç tutması, bulantı-kusma ve hazımsızlık endikasyonları
için onaylanmıştır. Amerikan Sağlık Enstitüsüne
(NIH) bağlı Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi
(NCCAM) tarafından oral yoldan gebelik kusması endikasyonunda
kullanılabileceği bildirilmiştir[16].
Migrende kullanımının yanı sıra yapısındaki gingerol ve şogaoller
nedeniyle antiemetik etkisi de vardır. Ayrıca kurutulmuş
rizomlarının etanollü ekstresinin antienflamatuvar ve hipoglisemik
etkisi ve yine gingerollerden kaynaklanan antipiretik ve
kardiyotonik etkisi vardır[38,129]. Karminatif, diaforetik ve
antispazmotik etkilidir[130].
Yapılan bazı çalışmalarda, Z. officinale bitkisinin; hipoglisemik,
kardiyak, prostaglandin ve platelet agregasyon inhibisyonu,
antihiperkolesterolemik, kolagog ve midevi özelliklere sahip
olduğu gözlenmiştir[39,131].
Zencefilin antihistaminik ve antioksidan bileşikler içerdiği belirtilmiştir.
Zencefil prostaglandin sentezini güçlü bir şekilde
inhibe etmektedir. İndometazinden çok daha güçlü prostaglandin
inhibitörü olan bileşikler zencefilden izole edilmiştir[132].
Bitkinin kullanılan kısımları tohumlarıdır (Colae semen).
Bitkinin kullanılan kısımları rizomlarıdır (Cimicifugae racemosae
rhizoma).
Bitkinin kullanılan kısımları yaprakları ve uçucu yağıdır (Eucalypti
folium, Eucalypti aetheroleum).
Bitkinin kullanılan kısımları olgun meyvaları ve meyvalarından
elde edilen uçucu yağıdır (Foeneculi fructus, Foeneculi
aetheroleum).
Bitkinin kullanılan kısımları yapraklarıdır (Ginkgo bilobae folium).
Bitkinin kullanılan kısımları yapraklarıdır (Hamamelidis folium).
Bitkinin kullanılan kısımları toprakaltı kısımlarındaki tüberleri
ve yan kökleridir (Harpagophyti radix).
Bitkinin kullanılan kısımları yapraklarıdır (Hedera helicis folium).
Bitkinin kullanılan kısımları yaprakları (Menthae piperitae folium)
ve topraküstü kısımlarının su buharı distilasyonu ile
elde edilen uçucu yağıdır (Menthae piperitae aetheroleum).
Bitkinin kullanılan kısımları topraküstü kısımlarıdır (Passiflorae
herba).
Bitkinin kullanılan kısımları kökleridir (Pelargonii radix).
Bitkinin kullanılan kısımları terebentin veya çam odununun
distilasyonu ile elde edilen uçucu yağıdır (Terebinthinae aetheroleum).
Odunu yumuşak ve reçinesiz ağaç türlerinin (Populus, Acer, Salix,
Tilia) dal ve gövde parçalarının madeni kaplar içinde duman
vermeyinceye kadar ısıtılması ve meydana gelen kömür parçalarının
toz edilmesi ile elde edilir (Carbo ligni officinalis)[96].
Bitkinin kullanılan kısımları rizomlarıdır (Rhei rhizoma).
Bitkinin kullanılan kısımları tohumlarından elde edilen sabit
yağıdır (Ricini oleum).
Bitkinin kullanılan kısımları meyvalarıdır (Serenoae repentis
fructus).
Bitkinin kullanılan kısımları meyvalarıdır (Cardui mariae
fructus).
Bitkinin kullanılan kısımları Toprak üstü kısımları ve uçucu
yağdır (Thymi herba, Thymi aetheroleum).
Bitkinin kullanılan kısımları meyvalarıdır (Tritici fructus).
Bitkinin kullanılan kısımları rizom, kök ve stolonlarıdır (Valerianae
radix, Valerianae rhizoma).
Bitkinin kullanılan kısımları meyvalarıdır (Agni casti fructus).
Bitkinin kullanılan kısımları yaprakları, meyvası ve tohumlarıdır
(Vitis viniferae folium, Vitis viniferae fructus, Vitis viniferae
semen ).
Etken Maddeleri: Zencefil rizomları %4,7-7,5 oranında oleorezin
taşımaktadır. Uçucu olmayan kısmında; gingeroller
([6]-gingerol, [8]-gingerol, [10]-gingerol), dehidrastasyon
ürünleri, şogaoller ([6]-şogaol, [10]-şogaol), sabit yağlar, mumlar
bulunmaktadır. Başlıca aktif haldeki madde; bisabolen,
zingiberen ve zingiberoldur[128].
Reference
1) Harvey AL. Natural products in drug discovery. Drug
Discov Today 2008; 13: 894-901.
2) John JE. Natural products-based drug discovery: Some bottlenecks
and considerations. Curr Sci 2009; 96 : 753-54.
3) Phillipson DJ. Phytochemistry and medicinal plants.
Phytochemistry 2001; 56: 237- 43.
4) Rishton GM. Natural products as a robust source of new
drugs and drug leads: Past successes and present day issues.
Am J Cardiol 2008; 101: 43-9.
5) Newman DJ, Gragg GM, Snader KM. The Influence of
natural products upon drug discovery. Nat Prod Rep
2008; 17: 215- 34.
6) Şener B. Türkiyede bitkisel ilaçlarla ilgili mevzuatın
dünü, bugünü ve geleceği. Modern Fitofarmakoterapi
ve Doğal Farmasötikler 2009; 1: 5-13.
7) World Health Organization. WHO Programme or Traditional
Medicines, Guidelines for the Assesment of Herbal
medicines. World Health Organization, Cenevre. 1991.
8) Gürün MS. Bitkisel Tıp. ANKEM Derg 2004; 18:133-36.
9) World Health Organization. WHO General Guidelines
for Methodologies on Research and Evaluation of Traditional
Medicine. World Health Organization, Vol 1.
Geneva. 2000.
10) Ersöz T. Bitkisel ilaçlar ve gıda takviyeleri ile ilgili genel
yaklaşım ve sorunlar. MİSED 2012; 27-28: 9-19.
11) Sahoo N, Manchikanti P. Herbal drugs: standards and
regulation. Fitoterapia 2010; 81: 462–71.
12) Dülger G. Herbal drugs and drug interactions. Marmara
Pharm J 2012; 16: 9-22.
13) Izzo A, Carlo GD, Borrelli F, Ernst E. Cardiovascular
pharmacotherapy and herbal medicines: the risk of drug
interaction. Int J Cardiol 2005; 98: 1-14.
14) Royal Women’s Hospital Drug Information. Hamilelikte ve
Emzirme Döneminde Bitkisel İlaç Kullanımı. 2002; 1-2. PDF
Dökümanı http://www.thewomens.org.au/HerbalpreparationsinpregnancysearchTerm
[Erişim tarihi: 6.7.2012]
15) Nordeng H, Bayne K, Havnen GC, Paulsen PC. Use of
herbal drugs during pregnancy among 600 Norwegian
women in relation to concurrent use of conventional
drugs and pregnancy outcome. Complement Ther Clin
Pract 2011; 17: 147-51.
16) Rxmediapharma® 2012 İnteraktif İlaç Bilgi Kaynağı
17) Rxmediapharma® 2011 İnteraktif İlaç Bilgi Kaynağı
18) Domagalski W, Schulze A, Bandurski RS. Isolation and
characterization of esters indole-3-acetic acid from the
liquid endosperm of the horse chestnut (Aesculus species).
Plant Physiol 1987; 84: 1107-13.
19) Lόpez C, Torrado A, Guerra NP, Pastrana L. Optimization
of solid-state enzymatic hydrolysis of chestnut using
mixtures of alpha-amylase and glucoamylase. J Agric
Food Chem 2005; 53: 989-95.
20) Tanker M, Tanker N. Farmakognozi Cilt 1. (2nd ed.) Ankara
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları, Ankara. 1998.
21) Akbel E. Yüksek protein içeren diyetle beslenen sıçanlara
atkestanesi ekstresi (Aesculus hippocastanum L.) verilmesinin
kemik ve kalsiyum metabolizmasına etkileri. Doktora
Tezi, Veteriner Biyokimya Anabilim Dalı, Afyonkarahisar
Kocatepe Üniversitesi. 2010.
22) Costantini A. Escin in pharmaceutical oral dosage forms:
quantitative densitometric HPTLC determination. Farmaco
1999; 54: 728-32.
23) Sirtori CR. Aescin: Pharmacology, Pharmacokinetics and
Therapeutic Profile. Pharm Res 2001; 44:183-193.
24) McLellan MC. Horse chestnut (Aesculus hippocastanum).
The Longwood Herbal Task Force. The Center for
Pediatric Education and Research 2000; 1:-17-22. PDF
Dökümanı http://www.mcp.edu/herbal [Erişim tarihi:
25) 06.2012].
25) Yıldırım Ç. Antu (alpha-naphthylthiourea)’nun
indüklediği akciğer hasarı üzerinde beta-aescin’in
etkinliği. Uzmanlık Tezi, Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü. 2007.
26) Durusoy Ç, Ulusoy BG. Dermatolojide bitkisel tedavi fitoterapi.
Türk Dermatoloji Dergisi 2007; 1: 47-50.
27) Guillaume M, Padioleau F. Veinotonic effect, vascular
protection, antiinflammatory and free radical scavenging
properties of horse chestnut extract. Arzneim Forsch
1994; 44: 25-35.
28) Oschmann R, Biber A, Lang F, Stumpf H, Kunz K. Pharmacokinetic
of beta-escin after administration of different
Aesculus-extract containing formulations (in German).
Pharmazie 1996; 51: 577-81.
29) Houghton P, Mukherjee PK (ed.) Evaluation of Herbal
Medicinal Products.(1th ed.) Pharmaceutical Press, London,
UK. 2009.
30) Omar SH, Hasan A, Hunjul N, Ali J, Aqil M. Historical,
chemical and cardiovascular perspectives on garlic: a review.
Pharmacognosy Rev 2007, 1:80-7.
31) World Health Organization. WHO Monograph on Selected
Medicinal Plants. World Health Organization, Geneva,
Switzerland. 1999.
32) Kyo E, Uda N, Kasuga S, Itakura Y, Sumiyoshi H. Garlic
as an Immunostimulant. In Wagner E (ed). In: Immunomodulatory
agents from plants. Verlag, Basel, Switzerland.
1999, pp. 211-50.
33) Blumenthal M, Goldberg A, Brinckmann J. Herbal Medicine
Expanded Commission E Monographs. (ed.). Integrative
Medicine Communications, Newton, MA. 2000.
34) Baytop T. Türkiye’de Bitkilerle Tedavi (Geçmişte ve
Bugün) (2nd ed.). Nobel Tıp Kitapevleri, İstanbul. 1999.
35) Wichtl M. Herbal Drugs and Phytopharmaceuticals. (2rd
ed.). Medpharm Scientific Publishers, Stuttgart. 1994.
36) Bruneton J. Pharmacognosy Phytochemistry Medicinal
Plants (2nd ed.). Lavoisier Publishing, Paris Cedex. 1999.
37) Meriçli F. Sağlıklı Zayıflamada Bitkisel Ürünler, Fitomed
2009; 8: 24-9.
38) Çubukçu B, Meriçli AH, Sarıyar G, Mat A, Sütlüpınar N,
Meriçli F. Fitoterapi Yardımcı Ders Kitabı. İÜ Basım ve
Yayınevi, İstanbul. 2002.
39) Escop Monographs. Escop (2nd ed). Escop Publ. Ltd, Exeter
and Thieme-Verlag, Stuggart, New York. 2003.
40) Barnes J, Anderson LA, Phillipson JD. Herbal Medicines.
(3rd ed.) Pharmaceutical Press, London, UK. 2007.
41) Günbay Ş. Alloksan diyabetli tavşanlara gingivektomi
sonrası verilen çinko sülfat ve Centalla asiatica ekstresinin
(Madecassol) yara iyileşmesi üzerindeki etkilerinin
karşılaştırmalı olarak incelenmesi. Doktora Tezi, EÜ
Sağlık Bilimleri Enstitüsü. 1987.
42) Shukla A, Rasik AM, Jain GK, Shankar R, Kulshrestha
DK, Dhawan BN. In vitro and in vivo wound healing
activity of asiaticoside isolated from Centella asiatica. J
Ethnopharmacol 1999; 65: 1–11.
43) Maquart FX, Chastang F, Simeon A, Birembaut P, Gillery
P, Wegrowski Y. Triterpenes from Centella asiatica stimulate
extracellular matrix accumulation in rat experimental
wounds. Eur J Dermatol 1999; 9: 289-96.
44) Idrus RBH, Chowdhury SR, Manan NAA, Fong OS,
Adenan MI, Saim AB. Aqueous extract of Centella asiatica
promotes corneal epithelium wound healing in vitro.
J Ethnopharmacol 2012; 140: 333-8.
45) Sainath SB, Meena R, Supriya Ch, Pratap K, Reddy P, Reddy
S. Protective role of Centella asiatica on lead-induced
oxidative stress and suppressed reproductive health in
male rats. Environ Toxicol Phar 2011; 32: 146-54.
46) Rosen H, Blumenthal A, Mccallum J. Effect of asiaticoside
on wound healing in the rat. Proc Soc Exp Biol Med
1967; 125: 279-80.
47) Chasseaud LF, Fry BJ, Hawkins DR, Lewis JD, Sword JP,
Taylor T, Hathway DE. The metabolism of asiatic acid,
madecassic acid and asiaticoside in the rat. Arnzeim-
Forsch Drug Res 1971; 9: 1379-84.
48) Stassen P. The use of asiaticoside in traumatology. Rev
Med Liege 1964; 19: 305-8.
49) Li W, Chen S, Fabricant D, Angerofer CK, Fong HS, Fansworth
N, Fitzloff JF. High-performance liquid chromatographic
analysis of Black Cohosh (Cimicifuga racemosa)
constituents with in-line evaporative light scattering and
photodiode array detection. Anal Chim Acta 2002; 471:
61-75.
50) Sakurai N, Wu JH, Sashide Y, Mimakş Y, Nikaido T,
Koike K, Itokawa H, Lee KH. Anti-AIDS Agents.Part
57: Actein, an anti-HIV principle from the rhizome of
Cimicifuga racemosa (black cocosh), and the anti-HIV activity
of related saponins. Bioorg & Med Chem Let 2004;
14: 1329-32.
51) Seidlova-Wuttke D, Jarry H, Pitzel L, Wuttke W. Effects
of estradiol-17beta, testosterone and a black cohosh
preparation on bone and prostate in orchidectomized
rats. Maturitas 2005; 51: 177-86.
52) Földes J. Die wirkung eines extraktes aus Cimicifuga racemosa.
Ärztliche Forschung 1959; 13: 623-4.
53) Schotten EW. Erfahrungen mit dem Cimicifuga-Präparat
Remifeminâ. Landarzt 1958; 34: 353-54.
54) Stefan H. Ein beitrag zu den erscheinungsformen und
zur therapie hormonal bedingter biopathiesyndrome der
frau. Ringelheimer Biologische Umschau 1959; 11: 157-62.
55) Brücker A. Beitrag zur Phytotherapie Hormonaler
Störungen. Frau Med Welt 1960; 44: 2331-33.
56) Heizer H. Kritisches zur Cimicifuga-therapie bei hormonalen
störungen. Frau Med Klin 1960; 55: 232-33.
57) Görlich N. Behandlung ovarieller störungen in der allgemeinpraxis.
Ärzt Praxis 1962; 14: 1742-43.
58) Jarry H, Thelen P, Christoffel V, Spengler B, Wuttke W.
Cimicifuga racemosa extract BNO 1055 inhibits proliferation
of the human prostate cancer cell line LNCap. Phytomedicine
2005; 12: 178-82.
59) Borelli F, Izzo AA, Ernst E. Pharmacological effects of
Cimicifuga racemosa. Life Sci 2003; 73: 1215-29.
60) Foster S. Black cohosh: Cimicifuga racemosa a literatüre
review. Herbal Gram 1999; 45: 35-49.
61) Hasegawa T, Takano F, Takata T, Niiyama M, Ohta T.
Bioactive monoterpene glycosides conjugated with gallic
acid from the leaves of Eucalyptus globulus. Phytochemistry
2008; 69: 747-53.
62) Bachir Raho G, Menali M. Antibacterial activity of the essential
oils from the leaves of Eucalyptus globulus against
Escherichia coli and Staphylococcus aureus. Asian Pac J
Trop Biomed 2012; 739-42.
63) Tyagi AK , Malik A. Antimicrobial potential and chemical
composition of Eucalyptus globulus oil in liquid and
vapour phase against food spoilage microorganisms.
Food Chem 2011; 126: 228-35.
64) Coşkun M. Ginkgo biloba L. (Ginkgoaceae) ve Önemi.
14) Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı, Bildiriler,
Eskişehir. 2002. Eds. K.H.C.Başer ve N.Kırımer. PDF
Dökümanı https://documents.anadolu.edu.tr/bihat/ekitap/
mcoşkun. [Erişim tarihi: 18.06.2012].
65) Büyükkaya A. Ginkgo biloba L. ekstresi içeren bitkisel
ilaçlar ve bitkisel ürünler üzerinde karşılaştırmalı
fitoeşdeğerlik çalışmaları, Yüksek Lisans Tezi, HÜ Sağlık
Bilimleri Enstitüsü. 2009.
66) DeFeudis F. Ginkgo biloba Extract (EGb 761) from Chemistry
to the Clinic. Wiesbaden: Ullstein Medical. 1998.
67) Gruenmald J, Brendler T, Taenicke C. Physician’s Desk
Reference for Herbal Medicines. Thomson Healthcare
Inc., Montvale. 2007.
68) Szczurko O, Boon HS. A systematic review of natural
health product treatmant for vitiligo, BMC Dermatology
2009; 10: 47-96.
69) Oken BS. Ginkgo biloba. In Baský N, Qizilbash LS, Schneider
H, Chui ve ark. (ed.) Evidence-Based Dementia
Practice. Blackwell Science, Oxford, 2003, pp.518-23.
70) Kotakadi VS, Jin Y, Hofseth AB, Ying L, Cui X, Volate S.
Ginkgo biloba extract EGb 761 has anti-inflammatory properties
and ameliorates colitis in mice by driving effector T
cell apoptosis. Carcinogenesis 2008; 29: 1799-1806.
71) Kotil K, Uyar R, Bilge T, Ton T, Kucukhuseyin C, Koldas M.
Investigatıon of the dose-dependent antivasosrasmic effect
of Ginkgo biloba extract (EGb 761) in experimental subarachnoid
hemorrhage. J Clin Neurosci 2008; 15: 1382-86.
72) Odyakmaz B. Deneysel hipokside Ginkgo glikozitlerinin
sitoprotektif etkisi. Yüksek Lisans, GÜ Sağlık Bilimleri
Enstitüsü. 1994.
73) Tatlı İİ. 5000 Yıllık Faz 4: Ginkgo biloba. Modern Fitofarmakoterapi
ve Doğal Farmasötikler 2010; 1: 34-46.
74) Akyüz S. Aesculus hippocastanum L. bitkisinin fitoterapideki
yeri ve önemi. Yüksek Lisans Tezi, GÜ Sağlık Bilimleri
Enstitüsü. 2010.
75) McGregor G, Fiebich B, Wartenberg A, Brien S, Lewith
G, Wegener T. Devil’s Claw (Harpagophytum procumbens):
an anti-inflammatory herb with therapeutic potential.
Phytochemistry Rev 2005; 4: 47–53.
76) European Medicines Agency Community Herbal Monograph
on Hedera helix L. folium. London. 2010. PDF
Dökümanı [Erişim tarihi: 1.07.2012]
77) HagerROM. Hagers Handbuch der Drogen und Arzneistoffe.
pringer Verlag GmbH & Co. KG, Heidelberg,
Germany. 2006.
78) Gürkan E, Öndersev DV, Ulusoylu M, Göztaş Z,
Dinçşahin N (ed.). Bitkisel Tedavi. Marmara Üniversitesi
Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Birimi, İstanbul. 2003.
79) Nair B. Final report on the safety assessment of Mentha
piperita (peppermint) oil, Mentha piperita (peppermint) leaf
extract, Mentha piperita (peppermint) leaf and Mentha piperita
(peppermint) leaf water. Int J Toxicol 2001; 3: 61-73.
80) Sandasi M, Leonard CM, Vuuren SFV, Viljoen AM. Peppermint
(Mentha piperita) inhibits microbial biofilms in
vitro. S Afr J Bot 2011; 77: 80–5.
81) Singh R, Shushni MAM, Belkheir A. Antibacterial and
antioxidant activities of Mentha piperita L. Arab J Chem
Doi: 10.1016/j.arabjc.2011.01.019. In press, Corrected
proof..
82) Santos KC, Kurtz SMTF, Müller SD, Biavatti MW, Oliveira
RMMW, Santos CAM. Sedative and anxiolytic effects
of methanolic extract from the leaves of Passiflora actinia.
Braz Arch Biol Techn 2006; 49: 565-73.
83) Işık N. Anksiyete tedavisinde kullanılan bitkisel ilaçlar
üzerine yapılan çalışmalar. Yüksek Lisans Tezi, GÜ
Sağlık Bilimleri Enstitüsü. 2007.
84) Lisotte K. Die Passionsblume (Passiflora incarnata L.)-ein
bewährtes pflanzliches sedativum. Wien Med Wochenschr
2002; 152: 404-6.
85) Dhawan K, Sharma A. Antitussive activity of the methanol
extract of Passiflora incarnata leaves. Fitoterapia 2002;
73: 397-9.
86) Kolodziej H, Kayser O, Radtke O, Kinderlen A, Koch
E. Pharmacological profile of extracts of Pelargonium
sidoides and their constituents. Phytomed 2003; 10: 18–24.
87) Gündüz S. Adjuvant artritli sıçanlarda Pelargonium
sidoides’in etkisi. Yüksek Lisans Tezi, TÜ Sağlık Bilimleri
Enstitüsü. 2011.
88) Schnitzler P, Schneider S, Stintzing FC, Carle R, Reichling J.
Efficacy of an aqueous Pelargonium sidoides extract against
herpes virus. Phytomedicine 2008; 15: 1108-16.
89) Lis-Balchin, M, Steyrl H, Krenn E. The comparative effect
of novel Pelargonium essential oils and their corresponding
hydrosols as antimicrobial agents in a model
food system. Phytother Res 2003; 17: 60-5.
90) Lall N, Meyer JJM, Mativandlela SPN. Antibacterial, antifungal
and antitubercular activity of (the roots of) Pelargonium
reniforme (CURT) and Pelargonium sidoides (DC)
(Geraniaceae) root extracts. S Afr J Bot 2006; 72: 232–7.
91) Kayser O, Kolodziej H. Antibacterial activity of extracts
and constituents of Pelargonium sidoides and Pelargonium
reniforme. Planta Med 1997; 63: 508-10
92) Boskou D, Demo A, Petrakis C, Kefalas P. Nutrient antioxidants
in some herbs and mediterranean plant leaves.
Food Res Int 1998; 31: 351-4.
93) Namiki M. Antioxidants, antimutagens in food. Crit Rev
Food Sci Nutr 1990; 29: 273-300.
94) Kolodziej H, Kiderlen AF. In vitro evaluation of antibacterial
and immunomodulatory activities of Pelargonium
reniforme, Pelargonium sidoides and the related herbal
drug preparation EPs®7630. Phytomed 2007; 14: 18–26.
95) Tanker M, Tanker N. Farmakognozi Cilt 2. (2rd ed.). Ankara
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları, Ankara. 1990.
96) Baytop T. Farmakognozi II. Baha Matbaası, İstanbul.
1974.
97) Austin GT. Shreve’s Chemical Process Industries. Mc
Graw Hill, New York, 1984.
98) Plosker GL, Brogden RN. Serenoa repens (Permixon). A
review of its pharmacological and therapeutic efficacy in
benign prostatic hyperplasia. Drug Aging 1996; 9: 379–95.
99) Weisser H, Tunn S, Behnke B, Krieg M. Effect of the Sabal
serrulata Extract IDS 89 and Its Subfractions on 5-alpha
Reductase Activity in Human Prostatic Hyperplasia.
Prostate 1996; 28: 300-6.
100) Aliaev Iu G, Vinarov AZ, Lokshin KL, Spivak LG. Fiveyear
experience in treating patients with permixon (Serenoa
repens “Pierre Fabre Medicament”). Urologia 2002;
1: 23–5.
101) Lowe FC, Dreikorn K, Borkowski A, Braeckman J, Denis
L, Ferrari P, Gerber G, Levin R, Perrin P, Senge T. Review
of recent placebo-controlled trials utilizing phytotherapeutic
agents for treatment of BPH. Prostate 1998; 37:
187–93.
102) Stenger A, Tarayre J-P, Carilla E, Delhon A, Charveron
M, Moore M, Lauressergues H. Etude pharmacologique
et Iochimique de l’extrait hexanique de Serenoa repens B
(PA 109). Gaz Med France 1982; 20: 521-23.
103) Gutierrez M, Hidalgo A, Cantabrana B. Possible Involvement
of Calmodulin in the Spasmolytic Effect of Extract
from Sabal serrulata Fruit on Smooth Muscle. Pharm Sci
1995; 1: 403-5.
104) Kim NC, Graf TN, Sparacino CM, Wani MC, Wall ME.
Complete isolation and characterization of silybins and
isosilybins from Milk Thistle (Silybum marianum). Org
Biomol Chem 2003; 1: 1684-89.
105) Wagner H, Horhammer L, Munster R. The chemistry of
silymarin (silybin), theactive principle of the fruits of Silybum
marianum (L.). Gaertn. Arzneim-Forsch Drug Resp
1986; 18: 688-96.
106) Wallace S, Carrıer DJ, Clausen EC. Extraction of nutraceuticals
from Milk Thistle. Appl Biochem Biotech 2003;
108: 891–903.
107) Luper S. A review of plants used in the treatment of liver
disease. Altern Med Rev 1998; 8: 123-36.
108) Fraschini F, Demartini G, Esposti D. Pharmacology of silymarin.
Clin Drug Inves 2002; 22: 51-65.
109) Gordon A, Hobbs DA, Bowden DS, Baıley MJ, Mıtchell
J, Francıs AJ, Roberts SK. Effects of Silybum marianum on
serum hepatitis C virus RNA, alanine aminotransferase
levels and well-being in patients with chronic hepatitis
C. J Gastroenter Hepat 2006; 21: 275-80.
110) İlisulu F. Thymus capitatus (L.) Hoffm. et Link üzerinde
farmakognozik araştırmalar. Ankara Üniversitesi
Eczacılık Fakültesi, Doktora tezi, Ankara. 1981.
111) Özgen Ü. (2011). Thymus vulgaris, T. serpyllum, T.zygis.
In: FFD Monografları. Editors: Demirezer Ö, Ersöz T,
Saraçoğlu İ, Şener B. Nobel Tıp kitapevleri, Ankara.
2011, pp. 667- 75.
112) Bisset NG. Herbal Drugs and Phytopharmaceuticals.
CRC Press, London. 1994.
113) Başer KHC. Her derde deva bir bitki. Bilim ve teknik.
2001; 74-77.
114) Çoban ÖE, Patır B. Antioksidan etkili bazı bitki ve
baharatların gıdalarda kullanımı. Gıda Teknolojileri
2010; 5(2):7-19.
115) Akgül T, Ayyıldız A, Karagüzel E, Polat O, Astarcı M,
Germiyanoğlu C. Üretra onarımını takiben lokal krem
uygulaması: Histopatolojik değerlendirme. Turkish
Journal of Urology 2009; 35: 180-84.
116) Sakamoto T, Mitani Y, Nakajima K. Psychotropik effects
of Japanese Valerian root extract. Chem Pharm Bul 1992;
40: 758-761.
117) Uz A. Vitex agnus-castus. In: FFD Monografları. Editors:
Demirezer Ö, Ersöz T, Saraçoğlu İ, Şener B. Nobel Tıp
kitapevleri, Ankara. 2011, pp: 731-35.
118) Kaplanoğlu M. Premenstruel Sendrom Tedavisinde
Vitex agnus-castus ve etinil östradiol-drospirenon etkinliklerinin
karşılaştırılması. Uzmanlık Tezi, MÜ Sağlık
Bilimleri Enstitüsü. 2006.